BİR NANKÖRÜN İTİRAFLARI(YAZAR ÖNSÖZÜNE İSTİNADEN TARİHİNDE İLK DEFA ÇEVİRMENİN NOTLARIYLA)

BİR NANKÖR’ÜN İTİRAFLARI:

ÖNSÖZ:

Okura sesleniş…

Hayatımın sonbaharına girmiş bulunuyorum ve Allah gecinden versin ama daha çok versin tüm bu yıllar zarfında hep kalıcı bir şeyler bırakmak için didindim durdum. Beni hatırlarken tüm trajedimi ve gerçeğimi anlatan cümlelerimle var olayım istedim belleklerinizde. Bugüne kadar hep çalıştım, çok çalıştım ve sanat uğruna memuriyetimi terk edip kendimi gece gündüz okuma işime verdim. Evet bu da bir iş idi ve benimdi. Birkaç edebiyat mecmuasında aynı anda takma ismimle çıkan eleştiri yazıları yazdım. Eleştirmenin kolaycılığına sığındım; sayfa sayfa yazdıklarımı ise sonradan bir bir yırtıp attım. Olası yaratılarımın su yüzüne çıktığında beğenilmeme korkusuna kapılıp takma isimlerin arkasında gizlendim, böyle böyle dönüştüğüm hayaletin kimliğine büründüm, yeni bir ben doğdu(m) benden. Geçmiş olduğum yollarda parlak ama kolay unutulan izler bıraktım bir salyangoz gibi. Kabuğuma bastığınızda paramparça olmamak için hep kaçtım sizlerden. Bir tek şeyden kaçamadım. Bir Boğaz delikanlısı olarak bırakamadım bu şehri(yazar İstanbul’u kastediyor), ayrılamadım ondan. Benim kadınım da oydu; şerefine kadeh kaldırdığım, güzelliğinden gözlerimi alamadığım. Nereye gitsem özlemle döndüm ona. Kendi küçük sürgünlerimde aklıma geliverirdi de buğulanırdı hemencecik gözlerim, boğazımda bir yumru, akıtırdım gözyaşlarımı içime. Hiçbir şehir onun kadar konuşmadı benimle, hiçbir şehir anlamadı beni onun kadar sessizce ve de kabul etmedi tüm günahlarımla. Bir şehrin sizi günahlarınızla sevmesi ne demektir bilir misiniz? Her yere gidin özgürsünüz kendi küçük evreninizde, ama her şehir kucaklamaz sizi ve basmaz bağrına. Benim barınağım İstanbul’du, hep de öyle kaldı.

Ne diyordum? İstanbul aşkım giriverdi aramıza. Artık hep beraberiz ama bilirim sever komplimanları, o yüzden anmadan geçmem, sevdiklerini anmalı insan her zaman.

Memuriyeti terk ettikten sonra atadan deden ne var ne yoksa bir bir elden çıkarmaya başladımdı. Hazıra dağ dayanmaz ama malum sanat aşkı kanımıza işlemiş bir kere.. Bu uğurda yuva da kuramadım. Diyeceksiniz ki az evvel, ne de güzel şeyler söylüyordun biricik aşkın için ve ne de kolay satıverdin hemencecik kendisini. Latife yapıyorum yahut arkasına saklanıyorum; ben kim yuva kurmak kim? Rahmetli anneciğim de pek çok isterdi mürüvvetimi görmeyi fakat olmadı işte. Ben en çok meyhaneleri severdim. Arkadaşlarla oturup konuşmasını, eskilerden yenilerden andıklarımız için kadeh kaldırmasını.. Çok fazla kadın arkadaşım olamadı maalesef, zaten ben kendim de bizzat istemedim, kadınlar zor, çok zordu benim için. Okumuşu dert sahibi ederdi, okumamışı gönül boşluğu yaratırdı. O yüzden ben hep erkek arkadaşlarımla haşır neşir oldum, bundan da çok büyük keyif aldım.

Gene konuyu dağıtmış bulundum ama insan bir yaştan sonra hep kendiyle kalıyor; geçmiş hesaplar, kapanmamış yaralar, acı tatlı bir sürü anılar bırakmıyor yakasını. Onlar seni bıraksa, sen onları bırakamıyorsun. Geçmişimizle varız ama ondan sorumlu değiliz. Anımızdan sorumluyuz sadece yani öyle olmamız gerekiyordu. Ne Adem ne de Havva ne geçmişi ne geleceği düşündüler. Yaratılmış olmalarının olağanüstülüğü yetti onlara. Ya da belki de yetmemiş olsa gerek ki yasak elmanın büyüsüne kapılıverdiler. Görüyorsunuz işte bizler ta en başından itibaren hatalı olmaya programlandırılmışız. Bir sürü güzel şey göreceğimiz gibi ödenmesi gereken bedeller vardı koşulsuz boyun eğeceğimiz. Benim günahkar karakterlerim gibi bir sürü insan geçti dünyadan, hepsi geçti, öldü, bitti. Ne kaldı geriye onlardan? Söylediğini kağıda geçirmediğin takdirde ağızdan ağıza dolanır adına anonim derler, aile büyükleri demişti derler, emin olamazlar. En nihayet bir toz misali yurt yurt, sokak sokak, ağız ağız dolaşmaktan çılgına dönen kelimeler isyan ederler, önce çekimleri değişir, sonra özneleri, en nihayet nesne kaybolur. İsyan halindeki bir cümlenin haykırışı hiçbir şeye benzemez, yürekleri dağlar. Ben çok gördüm öylesini ondan biliyorum. Siz siz olun hep not alın, ortaya çıkardığınız yaratılar kiminmiş bilinsin. Malum meczup çok çevremizde, sınırlı yetenek de.

Ben hep korkaklığımdan kaybettim. Bir düşünün Mann benden onüç yaş büyüktü sadece ama “Buddenbrook”ları yazdığında çocuk sayılırdı, üstelik daha ona gelmeden yayınlanmış bir sürü hikaye kitabı ve romanı vardı. Ha birde sonradan altı çocuğu ve de Nobel’i oldu. Alsın gözümüz yok ama bizim de artık bir kitabımız kalsın gelecek kuşaklara. Okusunlar doya doya. Bana kalsa ben Proust okumalarını tavsiye ederim beni okuyacaklarına ya… Beckett ve ben onun yolundan yürüdük “Kayıp Zamanın İzinde”. Proust benim büyüğümdü, Beckett benim küçüğümdür. O da sonunda Godot’yu buldu. O da sonunda Nobel’li oldu, gidip almaya tenezzül etmese de.

Kıymetli paralarınızı harcayıp, kıymetli zamanınızdan feragat ederek gitmiş bulunduğunuz kitapçıdan almış olduğunuz kitabımı umarım seversiniz. Beğeni genel geçer bir şey, önemli olan sevmeniz. Yoksa kemiklerim sızlayacaktır emin olun emeğinize hürmeten, kendi merhametimin ışığında, talihsiz ve tarifsiz korkaklığımın eşliğinde.. (Yazarın notlarından çıkardığım fakat anlam bütünlüğünü bozmamak adına vicdanen ve yeri gelmişken belirtmem gerekir ki, yazarımızın en büyük korkusu olan eleştiriye uğramak ve bununla başa çıkamamak korkusuyla ilgili siz sevgili okuyuculardan ufak bir ricası vardı. Yapıcı olarak tabir olunan eleştirinin bir alt dalına başvurmanız için haykırıyordu adeta; çünkü yazarımız bu yaşa kadar bir kitap çıkartamamasının nedeni olarak gösterdiği eleştiri korkusunu ne bertaraf edebilmiş, ne de onunla yüzleşebilmişti. Satır aralarına sinmiş evhamı örtbas etmekle çok uğraştım ve yazarın çektiği tüm o korkuyu ve acıyı özümseyip, mayası kederden oluşan bir hamur gibi ekmek olmak için yeni bir kimlik inşa ettim kendime bu kitapla birlikte, sanki yeni bir ben doğdu benden.)

İyi okumalar(benden de)…

DEVAMI GELECEKTİR ====>

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da Bir Blog Açın.

Yukarı ↑

Soledad/Hábitat

Madrid y sus Circunstancias

Gendering the Smart City

UK-India network curating safety in the city through community art, digital technologies and participatory mapping

MARJİNAL KAFA

BAŞKA BAKMAK LAZIM DİYENLERE...

haganbey

Diş fırçalamak sosyal bir eylemdir.

ahmetss

A modern business theme

GÜVENLİK KAMERA MONTAJ VE KURULUMU

Ankara Güvenlik Kamera Sistemleri Montaj Kurulum ve Arıza Bakım Servisi

yeni bahar

YENİLİKÇİ KIZLAR

İsmail Firdevsoğlu

Çok Okuyup Az Yazan Orta Gezen - #Çokayog

SaphilopeS

ne güzel blues ne güzel karanlık

aleyna'nın blogu

Profesyonel Çekimler

Ümit Hüseyin ÖZER

Farklı bakış açıları, farklı fikirlere uzanır. Farklı fikirler, gelişim ve bilgiye temel oluşturur. Bilgi ise güçtür.

Sinemass'a Hoşgeldiniz

Sinema,Film,Eleştiri,Öneri

Gezegenim

"ama fırtına olmadan dalgalar büyümez ki!"

BİRİKTİRDİKLERİM

YAŞAM PORTALI

siyahgolge

siyahgolge

Sin Edebiyat

iki aylık şiir ve edebiyat dergisi

Alperen Durak

#alperen #reis #birumutturyaşamak

Sadecilik

Sadeleşerek özgürleşin.

SÖZDÜŞÜM

Sözlerin Gülümsemesi Gülden Belli

İzmir nakliyat

İzmir evden eve nakliyat firmaları arasında en iyi ev taşıma ve ofis taşıma firmasıyız. Atasun evden eve nakliyat firmasıyla sizde izmirde sorunsuz ev taşıyın.

Shu’s World

Sanat,şiir,edebiyat

ZÎZNASE

bilgelik sevgisi...bilgi aşkı

Aksaray Ömür Oto Kurtarma Çekici

aksaray cekici aksaray oto cekici aksaray kurtarici aksaray oto kurtarma aksaray kurtarici oto kurtarici aksaray oto cekici aksaray aksaray çekici

CeylancaHerşey

Dijital Kahve, Reklamcılık, Film ve Edebiyat Hakkında KADINCA

kendimesozumvarcom.wordpress.com/

Bu sayfadaki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi vardır.

Türkçe Öğrenmek istiyorumm

Dünyayı güzellik kurtaracak bir insanı sevmekle başlayacak herşey...

Yaşama Dair Herşey

My WordPress Blog

Oku!

Yaratan Rabbinin Adıyla...

Dearpink

yaşama dair..

mythought

Wichtig ist zu verstehen, was man liest...

Şifa Otağı

Ruhsal ve Fiziksel Hastalıkların Teşhis ve Tedavisi-Şifa Enerjisi-Hacamat-Sülük-Refleksoloji-Lenf Drenaj-Nefes Terapisi-Akupunktur-Manuel Terapi-Bilinçaltı Terapisi-Aroma Terapi-Fitoterapi-Yaşam Koçluğu

geceninkuyusu

genelde içimden atmak için yazarım, hatırlamak için değil

haricibellek

Unutmayalım diye yazıyoruz.

Benim sesim

Müziğim dillerde

siyah lale

açık söz ve cesaret herzaman işe yarar ;)

comMEDIA

iletişim ve medyaya dair herşey

%d blogcu bunu beğendi: