AİLE
BABA:
Ağırlığımı azaltabilir misiniz bir parça?
Hey, size söylüyorum oturmuş olduğu yerden bana bakmakta olan bayanlar, beyler ve tüm tembel tenekeler! Size süs, bana ceza oldu üzerimdeki ağırlıklar..
Çekemiyorum, dayanamıyorum artık daha fazla. Dallarım tutmaz olabilir bir anda Taşıyamazsa ya onca ağırlığı en sonunda? Ne yaparım ben o zaman? Kim çağırır rüzgarı? Kim süpürür köklerimi? Sis kaplamış dört bir yanımı. Görmez olmuşum ne önümü ne arkamı. Beni budayabilir misiniz acaba?
Bir parça nefes, biraz hava, bir tutam gökyüzü Kafi gelecektir acılarıma.
Havalar çok sıcak, yaşlı ve terli bir baba var karşınızda.
Lütfen. Lütfen lütfen lütfen. Kısmi rahatlık da rahatlıktır. Ben kırıntılara da razıyım. Sırlarınızı altında paylaştığınız o ağacım ben.
O kızı, şu sarışın fıstığı öptüğün yerdi burası
Tüm vaatlerinin yalana dönüştüğünü ben bildim
Çünkü o kız kendini bende astı.
Babası gelip beni tekmeledi acısından.
İnsanlar nefretle beni görünce başını çevirdi yıllar boyunca.
Sen kaçarken, ben kıpırdayamadım bir tarafa.
Çok yoruldum, çok yaşlıyım artık.
Usandım insanlığın saçmalıklarından, usandım kendi kanatlarımdan.
Yok olmadan önce bir oh çekmek tüm isteğim Rüzgarı ensemde hissedeyim. Gitsin bitsin ağırlıklarım Yalnızlığı bir kez olsun tadayım. Son rüzgarda yapraklarımın hışırtılarını değil; Rüzgarın sesini dinleyebileyim. Hey, şimdi başka “size” söylüyorum.
Yüksekçe bir merdiven bulun sağdan soldan. Dayayın iyice İyice iyice Çabuk çabuk Canımı yakmadan Çekip acıtarak değil Yumuşak yumuşak… sizden ricam. Orası orası Ohhh… Ahhh… Nasıl da rahatladım bak şimdi bir anda. Havadaki rutubet yapışmıştı sanki üzerime Ben bir köpek yavrusu muyum ki silkinerek atayım bunca teri? Nihayet kurtuldum hepsinden işte. Elveda çocuklarım, elveda evlatlarım her birinize. İnsan çocuklarını atar mı hiç üzerinden diye sitemkardı meşeyle çınar ilk önce. Atar atar dedim ben de. Hem nasıl atar bilsinler istedim bir nebze. Babalık ne zor işmiş böyle. Yıllar yıllar önce tomurcuklanmalarını izledim sabırla. Sonra uzadılar boy boy yol buldukça Bir hastalık geldi gençlikte üzerimize Ödüm kopmuştu daha yavrucaklar çok küçük diye. Kuyruğu titretmedim meşeye çama karşı kendimce. Kayıplarım oldu haliyle. Zayıflar sizlere ömür savruldular esen yellerle. Çığlıkları daha dün gibi kulağımda, kopup dağılmadan önceki son umutsuz bakışları ise ne zaman gözlerimi yumsam karşımda O günden sonra uyku haram oldu bana. Yüz yıldır hiç uyumamış, huzursuz bir varlık var şimdi tam karşınızda. Her şey bir yere kadar ama güzel kardeşlerim ben geldim üç yüz yaşıma Dayanamaz ölürüm artık bundan sonra Nerede görülmüş durduk yere bir ağacın ölüp gideceği bir anda diye sormayın sakın efkarla Benim ölümüm infazla gelecektir, insanoğlunca Ya yakılacağım ya da ayıracaklar başımı gövdemden umutsuzca Ne hazin bir son benim için hiç sorma Çocuklarım görmesinler hiç olmazsa Tek tesellim bu aslında. Kavuşacağız en sonunda Bir başka dünyada, bir başka hayatta… DÖKÜLENLER KOROSU:
Dur dur dur
Yapma yapma yapma Biz seni hem ana bildik hem baba Sana sığındık, senden güç aldık bugün, şu ana kadar Senin yaptığın ne azametine, ne yılların vakur duruşuna yakıştı gelmişken sona Yo yo yo duuurun yapmayın gelmeyin üzerimize Çekin o pis ellerinizi üzerimizden Baba bari sen bir şey söyle Biz gitmek istemiyoruz hiçbir yere Burada doğduk, burada büyüdük yaprak yaprak her köşende Önce kopartıp sonra süpürecekler bu adiler bir bilinmeze Hislerimiz var bizim de Ayrılmanın hüznü ve güvensizliği var önümüzde Kolay mı baş etmek bunca ağır hisle Un ufak edecek bizi hayat yok yere Yoksa bizden bıktın da söyleyemedin mi? Baba,
Bırakma bizi! Yok olmamıza Toz olmamıza Sus olmamıza izin verme Bir parça insaf Biraz vicdan En çok da şefkat lütfet bize. Babamız, nolur bizi terk etme. TESELLİ EDİCİ BİRKAÇ LAKIRDI SİZE:
Hayat böyle bir şey işte
Bir anda karışırsınız Bir anda dağılırsınız Ölüm korkusunun kokusuz kokusunu almışsanız bir kere, çekmişseniz ciğerlerinizin kuytu köşesine Çöreklenir yılan kalbinize Hazırlıklar yapılır Geçit töreni şenlik alayıdır Azami süre bellidir, sürprizlerse engebe Güzel birkaç anı kaldı her birinize Gözlerinizi kapatmadan önce O birkaç sayılı an gelecektir gözünüzün önüne En tuhaf ayrıntılar var bak giderayak seninle Hiç önemsememiştin halbuki bunca şeyin içinde. Bu olmak vakti, ölmek değil Huzursuzlukların geçici Çok büyütmüşsün meseleyi Bir anda gitti bitti hepsi
Bak özgürsün şimdi. ÇİZER: MATAZiZMA
|
Bir Cevap Yazın