HER RENGE BULANDIM DA BEN, DOĞRU RENGİ BULAMADIN SEN / RENKLER İSYANDA:
Uçsan uçsan, ne kadar uzağa gidebilirsin hasta kanatlarınla?
Kaçıp uzaklaşsan yıllar yıllar boyunca, bir gün gelip yakalanmayacak mısın kovalanmanın usancından?
Dursan, beklesen, bıkmaz mısın almaktan korktuğun son virajdan hemen sonra akmaz olan hayatından?
Beğenmesen, istemesen kimseleri, sıkılmaz mısın şu koskoca dünyada bir başına?
Ağlasan, bağırsan, geri getirebilir misin bir ağız dolusu coşkun gençliğini?
Sevsen, açık etsen, düş kırıklıkları gelmez mi ardı ardına bir çırpıda?
Yalvarsan, kul olsan, gene de bir pul gibi harcanmayacak mısın defalarca?
Denizdeki tuz olsan, sahildeki kum olsan, tükürüp ezmeyecekler mi seni çıkartmak için hayatlarından?
Onlar, yüzler, binler kara çalmayacaklar mı ardından?
Ve binler, milyonlar, daha fazla milyonlar seni görmezden gelmeyecekler mi sen sanki hiç var olmamışçasına?
O zaman da mı anlamayacaksın başkaldırmakla, başını çevirmenin farklı olduğunu?
Ayakların istemese de, hiç mi gitmeyeceksin değersiz adamların kapısına?
Hiç mi geçmeyeceksin zalimlerin sofrasından?
Hiç mi ağlamayacaksın sevdiklerinin ardından?
Hiç mi umutsuzluğa düşmeyeceksin ülkenin geleceğinden?
Hiç mi hırpalamayacaksın kendini ve çevreni her çaresiz kalışında?
Hiç mi için çürümeyecek,
Hiç mi kalbin soğumayacak,
Hiç mi dilin tutuşmayacak,
Hiç mi özlem…
Hiç mi kaygı…
O kadar mı telaşsız?
O kadar mı boş vermiş?
Tüm bunların renklerle ilgisi nedir diyeceksin
Söyleyeyim sana; çünkü “renkler isyanda”!
Maviye boyasam seni, gücendirir miyim acaba gökyüzünün kendisini?
Bulutların beyazını çalsam, kimlere kalır ağlamak bardaktan boşanırcasına?
Karlar yağsa kapkara, lapa lapa başımızdan aşağıya?
Bardak bardak kullansam damarlarındaki kandan, solmaz mı gülüşün azaldıkça yok olarak?
Pembe; düşlerin rengiydi, rengimizdi, ortak isteklerimize denk düşlerimiz olmasa da
Siyah beyaza dönen rüyaların bir kör için anlamını düşün dünyanın solan tüm pembelerinden sonra.
Bundan sonra bütün renkler isyanda
Hepsi nasibini almış çıkan son ayaklanmadan
Duvarlarını yıkıp, farklılıklarını sergilemek telaşındalar.
Olur olmadık yerde, karmakarışık suretlerde çıkacaklar karşınıza
Deniz kırmızısı, gökyüzü sarısı, kar karası, ağaç turuncusu olarak.
Züppeler kendi başarılarıyla avunurlar
Hayalperestler öldüklerinde huzur bulurlar
Aşıklar aptalca hatalar yaparlar
Çaylaklar yanlış yollara saparlar.
Sen yanlış kadınların, bense yanlış adamların peşinde koşturup dururken şehirden şehire, kuzeyden güneye, doğudan batıya
Birileri ipin ucunu kaçırdıkları davalarının,
Hiç bilmedikleri kaderlerinin peşinde, akşamdan sabaha.
ÇİZER: MATAZiZMA
YAZARININ NOTU: Ve ben zorunda mıyım her resme bir şeyler yazmaya? Evet resimler dilsiz kalacaklar diye korkuyorum tek başlarına.
Bir Cevap Yazın