TUHAFLIKLAR DENİZİ
Kollarım kanatlarım
Bacaklarım köklerim
Bir tanesi uçmak
Bir tanesi durmak
Bir tanesi esmek
Bir tanesi dinmek
İstiyor
Ne yaparım ki?
Gözlerim masmavi
Biri göklere çıkmak
Biri okyanuslara karışmak
İstiyor
Ne yapayım ben şimdi?
Pençelerim sanki bir kartalınki
Vahşi, yırtıcı, endişesiz
Tutmak, koparmak, parçalamak
İstiyor
Acımasızlıklarına yürekler dayanmıyor
Ne olacak şimdi?
Yüreğim kalmak
Aklım kaçmak
Ellerimse kürek,
Kazmak
İstiyor
Hepsi benden geçmiş
Uzaklaşmak istiyor
Tutulamaz olunca
Asılıyorum
Dağıtmıyorum,
Onlar benim
Kıyamıyorum
Dağılırsam
Ruhum da yok olacak, biliyorum.
Ne olacak bundan sonra, onu da bilmiyorum.
Tüm bunlardan kaçmak
Geçmişi atmak
Teselli bulmak
Aşık olmak
Seninle olmak
İstiyorum
Kızıl Çukur’un üzerinde
Bir kuytu köşede
Akşam gelen dolunay’ın eşliğinde
Ay’a seyahat var diye
Gidiyoruz eş dost ziyaretine
Kardeş çocuklarımızı görmeye
Dağılmazken yeryüzüne
Doldurmazken gölleri, barajları
Birer gözyaşı damlasıydık
Birikiyorduk peş peşe.
Geri dönüşüm olmaz diye
Ben dönemezsem geride kalacaksın diye
Büsbütün yüreğine dert olmayayım diye
Bağlıyorum seni kendime
Uçuyoruz bir balon’un içinde
Göklere.
Bir hastalıkmış şiir
Bir takıntı ezelden
Bazen şımarıklık
İnsanın içinden gelen.
Tüm varlığım
Ellerim, kollarım, gözlerim
Yüreğim, aklım, köklerim, her şeyim
Emrine amade
Şiirimsin sen benim
Vazgeçilmez olansın bende.
Gün gelir gidenler tutulamaz olur
Herkes bir tarafa savrulur
Dertler bir gün elbet son bulur
İnsan bir kez sever
Sevilmezse
İnsan bir kez sever
İstenmezse
Kendi içini yakar,
Kor olur
Gözlerini dağlar
Kör olur.
Her rüzgar esişinde
Kurumuş yaprakların ardında savrulur durur.
Bir Cevap Yazın