DÜŞÜNCELİ:
Sen değil, ben düşünceli
Sen değil, ben hüzünlü
Ben yetim, ben öfkeli
Çarelerin sevmediği.
Öldüğümde kötü düşümcelerim yok olacaktı
Sevinç kaplayacaktı ruhumu
Kavuşacaktım sevdiklerime ruhum bedenimi terk edince
Neşeyle sarılacaktım sevdiklerimin sevinçlerine
Zevksiz dünyanızı terk ediyorum diye.
Bilemezdim yazgının kuvvetini
Ben ne istedim, o ne verdi
Sandım ki kanatlarım bana hediye sırf ben boğulayım diye buz gibi suyun içinde
O pek meraklı gözler tam karşımda durmuş bakarken
Kolay olmayacaktı gitmek öyle birdenbire.
Çırpınmak geldi o an içimden
Nihayet kurtuldum göz hapsinden.
İnsanoğlu amma da meraklıymış boğulanı izlemeye
Kurtarmak yerine.
İnat ettim kendi kendimi kurtardım
Adını da yazgı koydum kurtuldum diyeceğime
Ölçüyü aşmış bulundum iki dünya arasında bocalarken.
Özür diledim bir kez
Sonra da birkaç kez
Ama çok yazık oldu bana
Ebedi yatağım bu buz gibi sular oldu keyifsiz hayatımda.
Halbuki yıldızlar yorganım, yemyeşil çimenler yatağım olacaktı.
Çok geç anladım, Araf’mış burası.
Düşüncelerim değişti
Hüznümün sonu geldi suların ortasında
Büyüdüm sanki bir anda ve öfkem dindi sonunda
Kanatlarım küreklerim oldu
Taşıdılar beni benden uzaklara.
Öldüm.
Sonunda.
Düşünceli hallerim tükenmedi ama.
Bir sonum yok sanmıştım
Çıktı geldi saklandığı yerden
Küreklerim ağlıyorlardı ben giderken.
İçim parçalanarak baktım onlara ebediyete doğru giderken son bir kez.
Bir başka dünyadayım şimdi
Kanatlarım: hüzünlü hatıralarım
Biraz çocuğum, biraz yoldaşım olmuşlardı bir zamanlar
Arada bir yerde olsam da yalnız değildim hiç olmazsa
Şimdiyse tek kalabalığım kendimim, kaldım bir başına.
Mutluluk, bir kez olsun çalamaz mıydın benim de kapımı?
Ben aynı kaldım.. yazık.
Bu dünyayı ve tüm dünyaları değiştirmek istedim içinde yaşadığım
Kendimi mutlu etmek istedim ilk önce
Umduğumu bulamayınca da savunmamı hazırladım yukarıya gitsin diye,
Ben sadece mutlu olmak istemiştim diye.
Cevap geldi hiç bekletmeden;
“Hiç sordun mu kendi kendine mutluluk nedir?” diye
Bir zamanlar gençtim ben de
Ölçüsüzce saçmalardım keyfiyetle
Utanmak, gücenmek sonradan geldi yapıştı üzerime
Yaşlanmak böyleymiş, bilgelikmiş adı
Bilgelikse direnmekmiş.
Hayatı bilmeyenler mutluluğa direnirlermiş
Yazık.
Bir Cevap Yazın