KORUYAN:
Çeker giderim bir gün gelir de buralardan
Ezerim dillerini sana gelen tüm iftiralar yalan.
Bir bakmışsın gözlerimi kapatmışım
Dünya olmuş ezeli bir rüya.
Yazık olmuş o çocuğa fotoğraflarda kalmış olan
Hani şu beklentilerine isteyip de kavuşamayacak olan
Sonra da altı yaş fotoğrafındaki gülüşün içine hapsolacak olan.
Koruyup gözeteceğine, esirgeyip çoğaltacağına yeminli,
Bir gökyüzü vardı çocuğun üzerinde masmavi, pırıl pırıl bir zamanlar.
Fısıldardı kulağına mucizelerini gerçekleştirmeden.
O tatlı çocuğa vaatleri olurdu gökyüzünün rüyalar dolusu,
Her sabah unutacağını bile bile.
Öksüzlüğünü unuttururdu hissettirmeden,
Yeni bir gün bağışlardı ona
Gülücükler kondururdu yanaklarına
İstediğinde gözyaşlarına boğabildiği gibi
Bir gün gelip solacağını bilemezdi ki çocuk.
Nereden bilebilirdi ki?
Enikonu bir çocuktu işte,
Bir zamanlar.
Hediyeleri kabul ederdi ona yükseklerden bahşedilen
Yağmur damlalarını emerdi susayınca, kauçuğun yapraklarından süzülen
Bilmeden içine çektiği koskocaman bir hayattı aslen.
Yıldızları sayardı; karanlık gökyüzünü örtüverince aniden
Bir merdiven bulabilseydi keşke milyon tane basamağı olan
Gidip dokunacaktı teker teker, uzaktan saymak pek zevksiz olduğundan.
Çocuk büyüdü sonra istemeden
Zevkler değişti, zaman geçti üzerinden
Masum kahkahalar yoktu artık içten gelen
Sevecen ama yorgun bakışların tutsağı olmuş gözleriydi kendi küçük dünyasına rehber.
Hayat yavaşlatmış onu da herkes gibi; lanet kurallar ve dikenler..
Bir akşam başını kaldırdı gökyüzüne doğru genç adam
Sövdü saydı kimsenin duymayacağından emin olduğunda.
Böyle olacağını bilemezdi önceden
Çok geçti önlem alabilmek için,
Yeniden sevebilmek
Ve özlem duyabilmek için.
Canı yanıyordu tökezlemekten, alıkonmaktan, sevgisizlikten.
Bir parça kayırsaydı ya onu seven gökyüzü, hani şimdi nerede?
Vaatlerle gelirdi eskiden
Şimdiyse şimşeklerini gönderiyordu aniden.
Uzayan boyu ve de yüzündeki çizgiler
İçindeki çocuğu hiç büyütmediler.
“Koru beni
Kurtar tüm acılarımdan
Sevgin yağsın üzerime
Yorgun bulutların gönülsüz gözyaşları yerine”
Dedi içinden ve en derininden.
Neden sürekli mutluluk yoktu?
Neden kimse O’na hesap soramıyordu?
Neden umutsuz bir cüzzamlıydı artık O’nun gözünde?
Neden aradığı cevaplar bu dünyada yoktu?
“Koruyan,
Beni esirge
Kanımdan ve etimden
Zulmümden ve art niyetimden
Yapabileceklerimden ve yapamadıklarımdan
Onlar, hepsi birer tehlike”.
Bir Cevap Yazın