LA FILLE INCONNUE – MEÇHUL KIZ

images-16

LA FILLE INCONNUE – MEÇHUL KIZ :

“Ölmüş olsaydı sürekli aklımızda olmazdı.” Jenny Davin

“Kapıyı açsaydım, şu an yaşıyor olacaktı.” Jenny Davin

“Sığınmak için kapıyı çaldığında açmadım, bir sorumlu varsa o da benim.” Jenny

Bu sene izlediğim filmler arasında yönetmenliğini Mungiu’nun yaptığı Mezuniyet’inden sonra başrol oyuncusunun bir doktoru ve ekseninde gelişen olayları anlattığı ikinci önemli filmin yönetmeni Belçikalı Dardenne Kardeşler’in, 2016 Cannes Film Festivali’nden elleri boş, ortalama eleştiriler yüzündense belki kalpleri bir parça kırık ayrılmalarıyla sonuçlanan Meçhul Kız’ını en nihayet izleyebildim ve de şaşıra şaşıra “çok” beğendim. Ya bende bir tuhaflık var ama bu tuhaflığım her neyse onunla barışığım ve de ona alışığım, yahut zevklerim şahsıma münhasır diyerek kendime çok fazla yüklenmeden hayatıma ve yoluma devam etmeye karar veriyor, bir beyaz sayfa açıyorum önümde ve başlıyorum film için birkaç satır karalamaya(mütevazı bir film için mütevazı kelimelerdi özel olarak seçtiklerim). Sıradan hayatlara yükledikleri anlamlar, evrensel kaygılar ve hümanist yaklaşımlarıyla filmlerini eşsiz kılan Kardeşler’in yine benzer temalar içeren filmiyse, çok genç yaşta mesleğini olanca özverisiyle gerçekleştiren Jenny’nin, uğrunda yok saydığı özel hayatını göremeyen izleyiciler olarak, iş yerinde uyuyup uyanan ve hasta bakan genç kadının, mesleki disiplinini sadece bir anlığına göz ardı etmesiyle, bir saniyelik bir olay ve üzerine verilmiş kararın bir hayatı ve o hayata bağlı diğer hayatları, dolaylı yollarla da kendi hayatını, bir karar aşamasında olduğu konumunu, olaylara bakış açısını nasıl değiştirdiğine tanık ediyor izleyicisini(zor bir paragrafın daha sonunu görme mutluluğuna erişmiş olup bundan böyle kolaya kaçmak istiyorum).

images-19

Jenny, Belçika’nın Liege şehri yakınlarındaki Seraing bölgesinde, özel bir klinikten aldığı teklif öncesinde stajyeri Julien’le rutin hasta muayeneleri yapıyor. Bir önceki doktordan devraldığı hastaların profilleri aşağı yukarı belli. Ortalama gelir düzeyine sahipler, pek çoğu da göçmen. Olaylar zinciri sara nöbeti geçiren küçük İlyas’la beraber değişmeye başlıyor. Julien dona kalıyor çocuk yerde nöbet geçirirken. Bunun üzerine Jenny tarafından azarlanıyor bir güzel. Yalnız kaldıklarında ise ona iyi bir doktor duygularını kontrol edebilmeli, düzgün tanı koyabilmeli diyor. Eğer hastanın çektiği acıdan etkilenirse koyduğu tanı da yanlış olacak çünkü. Peki Jenny tüm bunları başarabiliyor mu? Kısmen. Kısmenden kalan kısımdaysa o da bir insan neticesinde ve duygularına yenik düştüğü anlar oluyor elbet ve bu özel anları izliyoruz bundan sonra. Jenny muayenehaneyi kapatalı bir saat olduğundan, Julien’in sadece bir kez çalınan kapıyı açmasını engelliyor. Sonra da bu hareketinin altında yatanın genç asistanına üstünlük taslamak olduğunu itiraf ediyor kendi ağzıyla. Julien muayenehaneyi terk ettikten sonra, Jenny, işe başlayacağı Kennedy Kliniği’ndeki iş akadaşlarının kutlamasına katılıyor. Ondan övgüyle bahsediliyor burada. Asistanlığını yaptığı profesörü otuz yıldır sahip olduğum en iyi asistanımdı derken, ondaki azmi, özveriyi, insan sevgisini, disiplini ve adanmışlığı görmüş olsa gerek.

Nehir kenarındaki bir inşaatta cesedi bulunan kızla, Bryan ve ailesiyle müşerref olmamız aynı zamanlarda gerçekleşiyor. Akşam saat sekiz’i beş geçe çaresizlik ve korku içinde kapılarını çalan Afrikalı kız’ın güvenlik kamerasına yansıyan görüntüsü Jenny’i darmadağın ediyor. Hem muayenehaneyi hem de hasta ziyaretlerini aksatmadan yürütse bile, kız’ı bir saniye olsun aklından çıkartamıyor. Bir dedektif gibi ama onlarınkinden daha büyük bir gayret ve cesaretle bir yandan kız’ın kimliğini öğrenmek, diğer yandan faillerini bulmak için insanların üzerine gidiyor her bulduğu fırsatta. Telefonundaki görüntüsünü bir bilen çıkar diye gösteriyor her önüne gelene. Hani davasından ne olursa olsun dönmeyen insanlar vardır ya, işte Jenny onlardan. Öte yandan sen git onca insan kurtar ama senden hayatına mal olacak bir küçük yardımı isteyen kız’a farkında olmadan sırtını dön… Malzemesi insan olan bir mesleği icra eden, toplum sağlığı için çalışan genç kadın, onun kapısına yardım için gelmiş ve gerekli yardımı göremeyince öldürülen kız’ın değerini  kendi varlığından üstün tutuyor. Bir hayaletin peşine düşüyor Jenny. Film esnasında bir tanesi başka nedenden ötürü, dördü ise meçhul kız’la ilgili olmak üzere toplamda beş kez darp ediliyor Jenny. Kadın olduğu için fiziksel olarak kolay korkutulacağı düşünüldüğünden, insanların işlerine burnunu sokup sağda solda kız’ı araştırmasından ve hiç vaz geçmemesinden  ötürü yaşıyor bütün bunları. Ama her defasında derin bir nefes alıp kendini toparlıyor ve işlerini aksatmadan yoluna devam ediyor.

images-14.jpg

Kız’ın üzerinden ne bir kimlik ne de bir telefon çıkıyor. Eski bir kaban ve pembe bir etekten ibaret olan kız’ın otopsi sonuçlarına göre kafası yarılmadan önce iki bilekte birden oluşan hemorajik eziklerden, boğuşmuş olduğu anlaşılıyor. Jenny’nin sanki kendi sebep olmuş gibi, suçluluk duygusu da iki katına çıkıyor böylelikle. Kennedy Kliniği’nde çalışmaktan vaz geçiyor. Doktor Habran’ın muayenehanesini devralmaya karar veriyor. Hastalarına bir bebeğe bakar gibi bakıyor. Bir yandan da kız’ın mezarının yapımının ücretini üstleniyor. Yakınında bir ağaç olan mezar yeri seçiyor ona. Bu arada Belçika’daki mezarlık ücretleri hakkında fikir sahibi oluyoruz bizler de. Her on’ar yıla göre fiyatlandırılan mezarlıklarda ilk on yıl 420 euro’dan kiralanıyor. Yatacağın yerin bile bir bedeli var. Nefes almanın, artık nefes alamamanın, her şeyin.

Jenny’nin tüm gayreti Meçhul Kız’ın ismini öğrenmek ve onun huzura kavuşmasını sağlamak, dolayısıyla da kendisi huzura kavuşacak. Olaylar netlik kazandığında, daha önce bir defa karşı karşıya geldiği, ancak sonradan kim olduğunu öğrendiği meçhul kız’ın ablası olan Afrikalı kadın bir gün ansızın iş yerine teşekkür etmek için geliyor. Ağlaya ağlaya hem çalıştığı internet kafeye gelip kardeşinin fotoğrafını gösterdiği için hem de bir nevi günah çıkartıyor kardeşini sevgilisinden kıskandığını, kız ortadan kaybolduğunda rahatladığını itiraf ederken. Daha on sekiz yaşına basmamış meçhul kız’ın adını öğreniyor en nihayet Jenny: ” Felicie Koumba”. Rosetta’daki geç kadın karnında taşıdığını varsaydığı çocuğuna tutunarak hayatta kalıyordu. Burada ise filmin son sahnesinde Jenny izin istiyor Felicie’nin ablasına sarılmak için. İnsan insana tutunarak, dayanarak, dayanışmayla ayakta kalıyor, yaşama tutunuyor işte böyle. Tek bir an teselli veriyor insana, tüm hayatın vicdan azabıyla dolu olsa da. Dardenne Kardeşler’den son dakikada vicdan muhasebesi yaptıran, insana rağmen insanı sevdirten, bence çok iyi bir film daha “La Fille Inconnue”. İzlemekten sakınmamanız dileğiyle.

2016-05-18_11h17_06

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da Bir Blog Açın.

Yukarı ↑

Soledad/Hábitat

Madrid y sus Circunstancias

Gendering the Smart City

UK-India network curating safety in the city through community art, digital technologies and participatory mapping

MARJİNAL KAFA

BAŞKA BAKMAK LAZIM DİYENLERE...

haganbey

Diş fırçalamak sosyal bir eylemdir.

ahmetss

A modern business theme

GÜVENLİK KAMERA MONTAJ VE KURULUMU

Ankara Güvenlik Kamera Sistemleri Montaj Kurulum ve Arıza Bakım Servisi

yeni bahar

YENİLİKÇİ KIZLAR

İsmail Firdevsoğlu

Çok Okuyup Az Yazan Orta Gezen - #Çokayog

SaphilopeS

ne güzel blues ne güzel karanlık

aleyna'nın blogu

Profesyonel Çekimler

Ümit Hüseyin ÖZER

Farklı bakış açıları, farklı fikirlere uzanır. Farklı fikirler, gelişim ve bilgiye temel oluşturur. Bilgi ise güçtür.

Sinemass'a Hoşgeldiniz

Sinema,Film,Eleştiri,Öneri

Gezegenim

"ama fırtına olmadan dalgalar büyümez ki!"

BİRİKTİRDİKLERİM

YAŞAM PORTALI

siyahgolge

siyahgolge

Sin Edebiyat

iki aylık şiir ve edebiyat dergisi

Alperen Durak

#alperen #reis #birumutturyaşamak

Sadecilik

Sadeleşerek özgürleşin.

SÖZDÜŞÜM

Sözlerin Gülümsemesi Gülden Belli

İzmir nakliyat

İzmir evden eve nakliyat firmaları arasında en iyi ev taşıma ve ofis taşıma firmasıyız. Atasun evden eve nakliyat firmasıyla sizde izmirde sorunsuz ev taşıyın.

Shu’s World

Sanat,şiir,edebiyat

ZÎZNASE

bilgelik sevgisi...bilgi aşkı

Aksaray Ömür Oto Kurtarma Çekici

aksaray cekici aksaray oto cekici aksaray kurtarici aksaray oto kurtarma aksaray kurtarici oto kurtarici aksaray oto cekici aksaray aksaray çekici

CeylancaHerşey

Dijital Kahve, Reklamcılık, Film ve Edebiyat Hakkında KADINCA

kendimesozumvarcom.wordpress.com/

Bu sayfadaki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi vardır.

Türkçe Öğrenmek istiyorumm

Dünyayı güzellik kurtaracak bir insanı sevmekle başlayacak herşey...

Yaşama Dair Herşey

My WordPress Blog

Oku!

Yaratan Rabbinin Adıyla...

Dearpink

yaşama dair..

mythought

Wichtig ist zu verstehen, was man liest...

Şifa Otağı

Ruhsal ve Fiziksel Hastalıkların Teşhis ve Tedavisi-Şifa Enerjisi-Hacamat-Sülük-Refleksoloji-Lenf Drenaj-Nefes Terapisi-Akupunktur-Manuel Terapi-Bilinçaltı Terapisi-Aroma Terapi-Fitoterapi-Yaşam Koçluğu

geceninkuyusu

genelde içimden atmak için yazarım, hatırlamak için değil

haricibellek

Unutmayalım diye yazıyoruz.

Benim sesim

Müziğim dillerde

siyah lale

açık söz ve cesaret herzaman işe yarar ;)

comMEDIA

iletişim ve medyaya dair herşey

%d blogcu bunu beğendi: