UŞAK:
Kim kime ait olduğunu bilebilir mi en başından?
Kim kalır sana en sonunda bu dünyada?
Kim yağmuru hisseder iliklerine kadar?
Kim üşümeyesin diye bir parçasını saklar hiç geçmeyen kışın?
Kim en çok sevindirmişti seni yığınlar arasında?
Kim döner durur kendi etrafında?
Kim herkes için vardır bu dünyada?
Kim ödlek, kim kahraman olarak hatırlanacaktır eski fotoğraflar karıştırıldığında?
Kim erir hem hissettirmeden ve hiç söylemeden usulca?
Kim yanar alev alev inadından?
Kim sever seni olduğun gibi?
Kim harcar gözyaşlarını uğruna şiirler yazdığı?
Ve kimler anar durur aynı şiirleri bir tam yüzyıl sonra?
Ne çok şair tanımışsın benden sonra!
Ve ne çok sevmişsin başkalarını benden sonra!
Neden bilmediğin kaderlerdir en çok kovaladığın?
Neden bir an gelir de artık eskisinden az sevildiğini anlarsın?
Neden güneş yakar da yanaşmaz yamacına?
Neden bulutlar gözyaşlarını taşıyamazlar ve bırakırlar kaldırımlara?
Neden tatlı esen meltemler bu kadar uzak sana?
Neden karaya ulaşmak için en çok senin kulaç atman gerek?
Neden onca kulaca inat anakara senden hep çok uzakta?
Neden ümitsizsin şimdi?
Neden sevdin bu kadar?
Neden az sevildin hayatta?
Neden telafisi bir aşk değil gerçeklerin?
Neden telafisi yok yaşananların?
Hiç sormuyor olamazsın her gece her gece
Bana ne olacak bundan böyle diye?
Söyleyeyim sana
Üç beş kişi dışında
Hiç kimsenin umrunda değil maalesef sana olanlar ve olacaklar,
Ve tüm bu yaşananlar.
Her an aldatmasın öyle seni bu dünya.
O hınzır ki, muktedirdir her daim buna.
Ah yavrucak nasıl da kaldın bir başına sokak ortasında
Dik yokuşun başında
Aman ha..
Sakın ha..
Ses etme fazla.
Sevmezler seni sonra.
Tüm sorunlar çözülmüyor bir anda
Martılar, leylekler, kırlangıçlar kanatlarını çırpacaklar hiç durmadan
Dünyadaki izcilerin onlar olacaklar bundan sonra.
Kontrolsüz adımların,
Yakından göremediğin hayatların,
Yozlaşmış kaldırımların,
Tutarsız adamların
Yaşarken konumlanamayacağını anlayan kadınların,
Seni sıkan hatıraların,
Çaresizliğe düşmüş dostların,
Öteki dünyaların içinde sıkışmış şaşkın ruhların,
İçinde zincirini kırmış, gem vuramadığın öfkeli anların,
Tek tanığı yine onlar olacaklar bundan sonra.
Huysuz olan hayat
Huysuz olan başkaları
Çok oldu sen kendi huzursuzluğunu eteklerinden atalı
Labirentlerde kovalayıp duruyorsun sorumluluklarını
Saklanıyorlar senden köşe bucak
Korkma diyorsun hepsine birden
Ben sizin, hepinizin, aynı anda bir küçük uşağınızım
Nezaketten hayli uzak dünyalarınızın.
“BULUTLARIN ÜZERİNDE YOLCULUK”, CASPAR DAVİD FRIEDRICH
Bir Cevap Yazın