SANA GETİRDİM
Sana getirdim
Biraz umut, kafi mutluluk, pür neşe
Yakalansan keşke böylelikle
Yaşama tutunma hevesine.
Senin için kestim koydum
Köyünün dağını bir zarfın içine
Sonra da postaya verdim ivedilikle.
Pınarının suyu
Hala avucumun içinde
Hiç taşırmadan, hiç eksiltmeden
Taşıdım saatler boyunca binbir emekle.
Bir yudum içebildin sadece
Gerisini saklıyorum bak hala daha
Avucumun içinde
Hayat müsrifleri sevmez dedin diye.
Sana getirdim
Selam,
Sana getirdim.
İyilik, güzellik
Gerisi bilirsin ki
“Hikaye”
Anlatılır dilden dile.
Sana sözcükler getirdim Adele Abandan, Nihat Dayından, Selvi Nenenden
Selamın yanında hayır duaları,
Geçmiş zaman dedikoduları filan
Çenebaşı’nda kurulan masalardan
Yaşlı dulların ağzından dökülen
Fısıltılar eşliğinde.
Sana getirdim bir torbaya koydum da
Yemişi saklı ağaç yapraklarından, mevsimsiz kuşburnundan
Çok istediğin gürgen dalından da var bir tutam.
Yol uzundu, hava sıcaktı
On beş saat az mıydı,
Kavuşmak kolay mıydı?
Dayanmadı yeşil yaprakları, soldular bir anda
Koştum vazoya koydum son kez görmen umuduyla
Hiç olmazsa şu anda tam karşındalar ya.
Sana anılarını getirdim anlardan olma
Birleşik zamanlı geçmiş zaman genç kızlıklarını getirdim
İçerisinde çeşme başında bir oğlandan aldığın bir kuru öpücük saklayan.
Şimdi o oğlan olmuş kocaman bir adam, köyün ilkokulunda üç erkek çocuk okutan.
Sana senin gibi erken dul kalmışların selamını getirdim
Her evden ayrı ayrı aldığım tarhana, erişte ve bazlamayı getirdim.
Yerken bizi hatırlasın dediler
Bir de bir kasa günahsız elma gönderdiler beraberinde.
Sana köyünün havasından da getirdim
Bir kavanozun içinde zorla tuttuğum
Açar açmaz püf diye uçacak olan
Burnundan girip ciğerlerine sızıp,
Kaynağından köklerine inecek olan.
Birde kelimeler getirdim sana
Bana şiir getir demiştin ya.
Tokat, Aydoğdu Köyü
Bir Cevap Yazın