GRİ KANATLAR:
Tüm kapılarımı kapattım.
Kanatlarımı açıyorum sonsuzluğa
Olmalıydı yakıtım bir’az
Ama neye yarar?
Benim ceplerimi dolduran rüzgar’ım var.
Ayaklarım zeminde
Kızışıyor ben bastırdıkça
Öfkeli artık toprak
Midem ısınıyor yavaş yavaş
Sağ tarafımda bir uyuşma
Her seferinde aynı his
Ve ben hep geri dönüyorum aynı yere
Çünkü evim burada, aynı yerde
İşler yolunda gitmemiş olabilir
Belki de kaderimde vardır doğduğum yere geri dönmek
Kim bilir?
İçimdeki yolcu karaya ve suya acil iniş anında yapılması gerekenleri okuyor sessiz sessiz
İçine düşen korku oluyor adım.
Basıncı düşürüyorum, yalpalıyor içimde
Önce tedbirliydi ve serinkanlı
Şimdiyse tehlikeyi hissediyor
Korku yüreğine salınıyor iyice.
Gözü acil çıkışında
Yalvarıyor yaşamak için
Mangalda kül bırakmazdı halbuki
Pazarlık ediyor hiç durmadan
Nihayet kalbi çıkıyor sıkışmış olduğu yerden.
Kalbin dili bu konuşan:
“Yalnız ölmek istemiyorum havada
Beş bin feet yukarıda.
Pazarlık seninle benim aramda
Koru beni, yanımda ol, çok pişmanım” diyor telaşla
Dudakları titriyor
Koltuğundan kıpırdayamıyor
Halbuki koskocaman bir taş gelip de çöküveren göğsüne
Bastırıyor iyice, kolay kolay nefes alamasın diye
Zamana karşı yarışıp ne var ne yoksa saçıyor bahaneyle ortalık yere
Kendine iç hesaplaşma adı veren bu ani gelen yürekli şövalye.
“Aylar, yıllar, mesafeler siliniyor bir anda
Geçmiş şimdi benimle burada.
Bakmayın siz durumum trajik olsa da
En sonunda bir anda yıkılacağım kimselerin ruhunun duymayacağı bir tenhada.
Çook kalpler kırdım, çook hatalar yaptım
Taksitlere böldürdüğümü sandığım cezalarım
Az sonra benden çıkacakmış şimdi anladım.
Ama ne pahasına olursa olsun yaşamak tatlı, hayat güzel
Daha yaşamdan alacaklarım var, o vermek istemese de.
Ben gene de yalvarıyorum dizlerimin üzerinde
Ne olur ne olmaz diye
Belki vazgeçer benden bir kerecik
Daha
Diye.”
“Gri kanatlarım sana hediye
Uçuracaklar seni dünya gözüyle görmenin mümkün olmadığı yerlere
Sen zaten çok bedeller ödedin farkında olmadığın halde
Canım sıkkın, boş vaktim çokken görmek istedim
Benimle ya da bensiz neler yapmaktasın diye.
Her adımını takip etmenin imkansızlığından kaynaklı hoşgör beni diye
Esneklik payı verdim ama yanlış anladın canın istediğince
Rüyalarına adı saklı masallar gizledim
Çevrendekilere ayrı ayrı isimler verdim
Geleceğini sana bugününmüş gibi bahşettim
Yerin altından olmadı gökyüzünden çeşit çeşit haberler gönderdim
Sense hep beni bende görmek istedin.
Bundan sonra ne olacak diye sızlanma öyle
Son bir şans daha benden sana gizlice
İsyan başlar eğer herkes öğrenirse
Mümkün olduğunca sakla sırrını, belli etme kimselere
Elçinin dediği gibi belki de
Tut tut tut
Bırakma sırrını ortalık yerde
At nihayetinde okyanusun en derinine.”
Bir Cevap Yazın